Doğu'nun Venediği sayılan Bangkok kanalları turu yapılacaklar listesinin başında yer alıyor. Longtail denen teknelerle kanal üzerindeki renkli yaşamları izleyerek gezintiye çıkmak ve bol bol fotoğraf çekmek gibi keyiflisi yok gerçekten. Sonrasında geleneksel Thai mimarisinin en güzel örneklerini görmek için Grand Palace, Wat Phra Kaew ve Wat Pho tapınaklarına gidebilirsiniz.

 

Tapınaklarda mutlaka kapalı olmak gerekiyor, aksi takdirde içeri giremiyorsunuz. Neyse ki Chinatown'dan aldığım kimono imdadıma yetişti.

Bangkok'ta alışveriş merkezleri çok ilginç, aynı caddede bulunan dört AVM'ye tüp geçit ile kolayca geçebiliyor ve metroya inebiliyorsunuz. Tüp geçitlerin amacı zamanlı zamansız yağan tropikal yağmurlardan korunmak olabilir. Alışveriş Merkezlerinden Siam Center adında bir tanesi var ki inanılmaz başarılı, hem yerel tasarımcıların özgün kıyafet ve takılarını hem de dünyaca ünlü markaları bir arada bulabiliyorsunuz.

 

Siam Center'da Yuna adlı mağazadan aldığım elbise için ilk görüşte aşk da diyebiliriz, ayakkabılar ise yine Bangkok'dan eşimin balayı hediyesi Stella McCartney. Bu elbise ve ayakkabı adeta birbirleri için yaratılmış ! Phuket'e gittiğimizde ilk defa oranın en meşhur Resraurant'ı Baan Rim Pa'da giydim ;)

 

Shopping centers are very interesting at Bangkok, you can reach all of them by using tube gates and go down for subway. The aim of tubes probably can be the untimely tropical rain. Siam Center is very successful thanks to native designers' accessories and clothes also the most famous brands of the World. you can find all of them together.

 

The dress is from Yuna (Siam Center), you need to call it love at first sight. Heels are honeymoon gift from my husband. Dress and heels are created for each other. I wore this outfit at Baan Rim Pa Restaurant at Phuket ;)

 

Elbise - Dress : Yuna (Bangkok)

Ayakkabı - Heels : Stella McCartney

Küpe - Earrings : Anna Dello Russo at H&M

Malezya'dan ayrılıp Bangkok'a geçtiğimizde meşhur Silom Road'da Bangkok Pullman adında alabildiğine büyük bir otelde kaldık. Görmemiz gereken yerlere giderken en eğlenceli anlar taksi yerine kullandığımız tuk tuk ile şehri dolaşmak oluyordu. Tuk tuk 3 tekerlekli daha az trafiğe takılan, aralardan kaçabilen motor taksiler. Ulaşım her ne kadar komik derecede ucuz olsa da 1 usd için bile kendimi pazarlık yapıyorken bulmak çok keyifli orada.

 

Bangkok'ta ikinci akşam gittiğimiz adres Sukhumvit Road'da Face Restaurant oldu, bu cadde genelde klüpler ve publar ile dolu. Face Restaurant tüm Asya yemeklerini menüsünde tutuyor, ahşap ve antikanın kullanıldığı mekanda ülkenin her köşesinde görebileceğiniz Budha heykelleri de yer alıyor. Akşam yemeğinden sonra Bed SupperClub'da biraz eğlendik, Heineken bira her zaman ki gibi kurtarıcı oldu.

 

Elbisem Bebe, çantam Nine West ayakkabılar ise Christian Louboutin. Yağmur bu mevsimde kaçınılmaz, şemsiye Restaurant'tan ;)

 

 

30 Haziran'da gerçekleşen düğünümden birkaç fotoğraf paylaşmak istedim. Gelinlik ve detaylar için önümüzdeki günlerde ayrıca bir post daha yapıyor olacağım. Sevgiyle kalın ;)

 

I would like to share some photos from my wedding. I ll be posting about bridal and details on next days. Xoxo ;)

 

 

 

Neden haftasonları bu kadar hızlı geçer hiç anlamıyorum, haftaiçi hep koşturmakla ve çalışmakla geçiyor. Uzakdoğu tatilinin son ayağında odamda bulunan havuzda keyif  yaparken fotoğraflarda kalan bu tatlı anları çok özlüyor olacağım. Fildişi fermuar detaylı bikinim H&M, keten gömleğim Massimo Dutti, bileziklerim ise Bangkok'ta bir pazardan.

 

I really don't understand why do weekends pass so fast, all my days full of working and spending effort about new Office thing. I will be missing my pool pleasure as a sweet memory in my mind.  Ivory zip detailed bikini from H&M, coton shirt from Massimo Dutti and bracelets from open air bazaar in Bangkok.