Çifte bayram bu olsa gerek, bugün hem bayram hem doğumgünüm ve ne şanslıyım ki bu yazıyı güneşli bir havada balkonda oturup yazabiliyorum önümde kendime yaptığım cevizli bayram kurabiyelerim ve kocaman bir kahve.. Yanımda ise beni hayatta sorgusuz sualsiz, menfaati olmadan seven biri var, Orfe :) Ayağımın ucuyla dokunduğumda kadife kulaklarını kaldırmasını hayranlıkla izliyorum ve aramızda sohbet olmadan kurduğumuz bağa şaşırıp gülüyorum.
Sadece Orfe mi, hayır. Beni çok seven insanlar var etrafımda. Yormadan, fazla sormadan birçok şey paylaşabildiğim arkadaşlarım, hala bana inanmayan, şaşıran, kahkaha atan başka arkadaşlarım, daha başka başka güzel arkadaşlarım var. Canımı acıtmadan, kırmadan, şefkatle yaklaşan, beni anlayan bir aşk var. İstediğim gibi kahkaha attığım, olur olmadık yerde saçmalayıp çocukça davrandığım şımardığımda bile benimle ben olabilen, ciddiyet gerektirdiğinde hakimiyeti ele alan bir aşk.
Geçmişte kendi rızamla birilerinin peşinden gitmişliğim, kararım dışı sürüklenmişliğim, çok sevmişliğim, nefret etmişliğim, doğru bildiklerimden keyif aldığım, yanlışlardan yeni yeni ders çıkardığım, güzel hatalarım, geride bıraktıklarımı gülümseyerek hatırlayıp hep özlediğim ama yeni karşılaştıklarımı artık vazgeçilemezim kıldığım yıllar başlıyor. Robot gibi planlanmış her anı programlanmış, ne olacağını bildiğim bir hayat değil, beklentilerle değil, sürprizlerle dolu güzel ve genç, kafamı çevirip arkama bakmama gerek kalmadan, kendi istediklerim ve dilediklerimle geçirebileceğim uzun yıldızlı yılları önüme katarım umarım.
İyi ki doğmuşum anne, Ve ben böyleyim, kendi yolumda ....
İyi ki doğmuşum anne, Ve ben böyleyim, kendi yolumda ....